Problemler unutulmaya meyillidir.

İnsanlarla ilgili en ciddi tecrübemi, 100 kişilik bir spor takımın antrenörlüğünü yaparken yaşadım. Bir antrenman boyunca 100 kişiyi kontrol etmek, hepsine söz dinletebilmek ve disiplin ile çalıştırabilmek inanın çok zordu.

Takım (insan) yönetmenin en zor kısmı topluca hareket edilen dakikalarda onlara hakim olmak, kontrol etmek ya da yol göstermek sanıyorsanız, kesinlikle yanılıyorsunuz. Yönetim sürecinin en büyük bölümü toplantılarda belirleniyor. Ne kadar tek kişilik bir iş gibi görünse de, yönetim birden çok kişinin içinde yer alması zorunlu olan bir süreçtir.

Her toplantıda konuşulacak pek çok problem, her biri için ayrı ayrı ikna edilecek insanlar vardı. Bu uzun açıklama ve tartışma süreçleri, katılıma o kadar teşvik ederdi ki; olaya en uzak kurul üyeleri dahi katılır, hatta gündeme yeni problemler getirirdi. Bu problemlerin çoğu, tecrübeye dayandığı için üzerine düşülmesi gereken önemli noktalardı.

Elbette toplantılardan sonra, ortaya atılan bu yeni problemlerden her biri unutulurdu. O karışık ve hararetli toplantılarda, acil olarak yapılması gerekenler arasında kim bunlarla ilgilenecek kadar vakit sahibi olabilirdi ki?

Bir avuç öğrenci iş yoğunluğundan ve vakit azlığından bu kadar etkilenirken, proje yönetimi süresince ekip çalışanlarının daha olumlu bir görüntü çizebilmesi mümkün müdür? Elbette hayır.

Peki bu gibi durumların iş sürecini olumsuz etkilemesine izin verilebilir mi? Read the rest of this entry »